mikhail bakunin

    anarşizmin ilkelerinin gelişimi açısından yol gösterici örnek kişi olmuştur. kendi deyişiyle; "dinin bir ürünü olan, alt bir uygarlık duruma ait, özgürlüğün inkarını temsil eden, ve genel refah adına üstlendiği şeyleri bile bozan devlet" in bütünüyle ortadan kaldırılması gerekmektedir. devlet tarihsel açıdan kaçınılmaz bir kötülüktür, ancak onun bütünüyle yok edilmesi er ya da geçaynı ölçüde kaçınılmazdır. genel oy kullanma sonucu bile oluşsa, bütün yasaları reddederek, komşularına bir tehdit oluşturmamak koşuluyla her ulus, her bölge ve her komün için tam özerkliği ve sadece başkaları özgür olduğu oranda gerçekten özgür olunacağını ekleyerek, bireyler için tam bağımsızlığı savunmuştur.
    (30.05.2006 01:38)

gilgalad

    dizlerine yatıp uyunası, günlerce gecelerce sohbet edilesi güzel insan. bildiği doğrudan şaşmayan, kararından dönmeyen, kartlarını gayet açık oynayan ve oynatan, çok sevdiğim ve daha da çok seveceğim canım bitanem. sanal değil gerçek aşkı olası geliyor insanın *
    (30.05.2006 00:29)

helena

    my chemical romance' in 3 - 4 dakikaya aşk, nefret, hüzün, eğlence ve bilimum kavramları sığdırdığı harika parçası.
    (30.05.2006 00:16)

anomi

    kuralları geçerliliğini yitirmiş ve herkes tarafından benimsenecek yeni kurallar yaratmamış bir toplumda, bireyleri toplumsal bütüne bağlayan bağların kopması halidir. hangi normu izleyeceklerini bilemez hale gelen bireylerin bütünleşmelerini giderek olanaksızlaştıran bir toplumsal düzensizlik ortamıdır.
    (29.05.2006 19:31)

moda

    çeşitli koşullarda bir toplum veya grubun onayladığı geçici değişme kurallarından oluşur. bir yandan sınıfsal farklılıkları belirginleştirirken öte yandan benzeşme duygusu yaratarak biçimsel olarak toplumsal düzeni koruyucu bir niteliği de vardır.
    (29.05.2006 19:28)

norm

    belirli bir durumda uygun olan ya da olmayan değer, tutum ve davranışın ne olduğunu belirleyen ve yaptırımla desteklenen ortak toplumsal kurallardır. değişmez birer toplumsal varlık değildirler. her toplum kendinden önceki kuşaktan miras kalan normları, kendi gereksinme ve isteklerine göre değiştirir ya da ortadan kaldırabilir.
    (29.05.2006 19:19)

kişilik

    biyolojik kalıtım, fiziksel çevre, kültürel çevre ve kişisel / grupsal deneyim ile belirlenir. sabit değil aksine değişkendir. belirli bir insanın tüm değer ve özelliklerini kapsayan bir bütün olarak, belirli bir toplumsal ve kültürel çevreyi bireysel düzeye yansıtan karmaşık bir sistemdir.
    (29.05.2006 19:17)

sosyodrama

    gruplar, zümreler, kollektif düşünceler arasında beliren ilişkiler üzerine aktif ve derinliğine bir araştırma metodudur. asıl konusu grup ve zümredir ama bunlar belirli insan sayısıyla sınırlanmamışlardır. aynı gruptaki aynı kültüre bağlı bireylerin toplumsal rollerle ve kültür rolleriyle örgütlenmiş olmaları varsayımına dayanır. sosyodramadaki catharsis (arınma) toplumsal anlamdadır.
    (29.05.2006 19:09)

psychodrama

    "dram" kelimesi eski grekçedeki "drama" dan gelir. eylem, uygulama yapmadır. psikodrama; dramatik metodla psiko - sosyal gerçeği araştıran bir bilim diye tanımlanabilir. psikodramanın alanı, bireysel mirocosmos ve kişiler arası ilişkilerdir. psikodramada sahne, deneğe geniş bir hayat alanı sağlar. gerçek hayat alanı dar ve boğucudur. insan sahnede baskılardan sıyrılmış, duygulaırnı olduğu gibi açığa vurabilmektedir.
    (29.05.2006 18:56)

üç hal kanunu

    turgot' a göre üçdüşünüş çağı vardır:

    1) teolojik: herşey, her cisim canlıymış gibi düşünmek.
    2) metafizik: doğa güçleri, gerçek üstülük gibi kavramlara bağlılık.
    3) pozitivist: akla dayanan, pozitif disiplin.
    (29.05.2006 18:30)

grev

    fransız ihtilali esnasında, fransa' daki grev meydanında büyük halk yığınlarının toplanması ile anlam kazanmış kelimedir.
    (29.05.2006 18:26)

sabotaj

    endüstri devrimi ile gelişen makinaya dayalı üretim şekline karşı çıkan esnafların, fabrikaları kendilerine rakip görüp tahta ayakkabılarıyla (bkz: sabo) makineleri kırması sonucu oluşan kelimedir.
    (29.05.2006 18:24)

proletarya

    burjuvazinin sermayesiyle kurduğu sanayiide, üretimde çalışmaktadırlar. endüstri devrimi ile büyük kitleler haline gelip birleşmiş, fransız ihtilalinin başrol oyuncuları olmuşlardır.
    (29.05.2006 18:22)

intihar

    emile durkheim' ın, sosyolojinin manifestosu kabul edilen kitabıdır. durkheim' a göre intihar üç çeşitlidir:

    1) egoiste intihar: insan aşırı derecede bencil olunca gruplar içinde yer alamaz. bu eğilim çocukluktan başlar. özellikle tek çocukların (bkz: ben) paylaşımı bilmediği için bencil olma olasılığı yüksektir. bu egoizm insanı yalnızlığa sürükler.

    2) altruiste intihar: insanlar kendini ailesine, aşiretine, arkadaşlarına adadığında bu tür intiharlar meydana gelir. bir insan kendi ideolojisine hayatını feda etmeye hazırsa, kelle koltukta ölüme gidiyorsa altruiste intiharlar oluşabilir. örnek: canlı bombalar. "ben sen yok biz varız" bilincine körükörüne bağlanmış bireyler grup realitesi içinde eriyip kaybolur.

    3) anomique intihar: insanların muhafazakar oldukları, stabilite ve değişimlere açık olmadığı, ani iniş ve çıkışların olduğu dönemlerde intiharlar çoğalır. örnek: ekonomik kriz, ticari iflasların çoğalması vs.

    durkheim " insan bekarsa intihara yatkındır, evliyse intiharı geciktirir" der.
    (29.05.2006 03:37)

materyalizm

    idealizmin karşıtı olan bilimsel felsefe akımıdır. materyalizm ikiye ayrılır: her insanın dış dünyanın objektif varlığına spontane inanışı; ve spontane materyalizmi bilimsel olarak derinleştiren ve geliştiren felsefi dünya görüşü.

    felsefi materyalizm' e göre, madde birincil, bilinç ikincildir. materyalizm dünyanın ezeli ve ebediliğini, tanrı tarafından yaratılmış olmadığını ve de zaman ve mekanda sonsuzluğunu kabul eder.

    bilinci maddenin bir ürünü olarak ifade eden materyalizm, onu objektif dünyanın yansısı sayar; ve bundan ötürü, dünyanın bilinebilirliğini kabul eder. felsefe tarihinde materyalizm, bir kural olarak, dünyayı doğru bir biçimde anlatmakta ve insanın tabiat üzerindeki kudretini arttırmakta yararı bulunan ilerici sınıf ve tabakaların dünya görüşüdür.

    ilk materyalist teoriler antik hint, çin ve yunan köleci toplumlarında, astronomi, matematik vs. alanlarındaki bilimsel bilginin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

    orta çağ' da ve rönesans sırasında, materyalist akımlar, nominalizm, patenteist doktrinler ve de tabiatla tanrı' nın ebedi birliği öğretisi şeklinde kendilerini göstermişlerdir.

    materyalizm, avrupa' da 17. ve 18. yy' larda gelişmiştir. materyalizmin bu biçimi doğmakta olan kapitalizmin temeli üzerinde ve üretiminin, teknoloji ve bilimin büyümesiyle birlikte gelişme göstermiştir. o zaman için ilerici burjuvazinin sözcüleri olan materyalistler, deneyi kendi dayanakları olarak ve tabiatı felsefe ojesi olarak ele almak suretiyle, ortaçağ skolastisizmine ve kilise otoritelerine karşı savaştılar.

    17. ve 18. yüzyılların materyalizminin diğer bir özelliği de tabiatı az çok yalıtılmış ve aralarında karşılıklı bağlılık bulunmayan araştırma alanlarına ve konularına ayırmak, tahlil etmek ve de bunları gelişimlerini dikkate almaksızın inceleme eğilimidir.

    materyalizmin en yüksek ve en kararlı biçimi, 19. yüzyılın ortalarında marx ve engels tarafından yaratılan diyalektik materyalizmdir. diyalektik materyalizm, sadece, materyalizmin kusurlarının değil, fakat materyalizmin bütün temsilcilerinin ortak idealist tarih anlayışının da üstesinden gelmiştir. daha sonraki gelişimi içinde materyalizm iki ana akıma ayrılır: diyalektik ve (bkz: tarihsel materyalizm).

    (29.05.2006 02:16)

sayfa: 1-2-3-4...-7

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.